Çikolata yemeye duyulan istek çok yaygındır, ancak bu yeme isteğine gerçekten bağımlı olabilir miyiz? Bu güçlü yeme dürtüleri gerçekten bir bağımlılık olarak sınıflandırılabilir mi? Araştırmacılar genellikle çikolata bağımlılığının gerçek bir bağımlılık olmadığına inanmaktadır. Çikolata, potansiyel olarak ruh halini değiştiren maddeler içerirken, bunların tümü, brokoli gibi daha az çekici olan diğer gıdalarda daha yüksek konsantrasyonlarda bulunur. Çikolatanın duyusal özellikleri- tatlılık, doku ve aroma- hormonal ve ruh hali değişimleri ile, çikolata yeme isteğini büyük ölçüde açıklar. Birçok insana göre çikolata lezzetli ama direnilmesi gereken bir şey. Bu, arzunun fiziksel bir fenomenden daha büyük olasılıkla kültürel bir fenomen olduğunu göstermektedir. Yemek yemeyi kontrol edememe, doğuştan gelen özelliklerin ve günümüz ortamının bir sonucu da olabilir.
Çikolata uyarıcı etkileri olan maddeler içerir. Bunlar; kafein, feniletilamin ve anandamid maddesidir. Ancak, spesifik bir maddeye maruz kalmaktan ziyade, uyuşturucu bağımlılığını anımsatan bir çikolata bağımlılığının somut olarak var olup olmadığını kendiniz anlamanız gerekir. Her durumda çikolata bağımlılığı birçok insan için bir sorundur. Narkologlar, bağımlılıkta bir şeyi kullanmak için kontrolsüz ve tutkulu bir arzu olduğunu söylemektedir. Bu durumda da çikolatanın kontrolsüz bir şekilde tüketilmesi söz konusudur. Çikolatalar türlerine göre farklı bileşenler içerir. Fakat çikolata bağımlılığı yapan maddeler, bütün çikolataların ortak bileşenleridir. Bu maddeleri tanıyalım:
Kakao Kütlesi: Fermente edilerek kabuğu çıkarılan, öğütülmüş kakao çekirdekleri kakao kütlesini oluşturur. Bu kütle oda sıcaklığında katı halde bulunurken ısındığında ise erir. Böyle çiğ de yenebilir fakat genelde daha fazla işlem görmüş hali tercih edilir. Kakao Yağı: Çekirdeklerin geri kalanından ayrılan, saf ve doğal kakao çekirdeklerinden yapılan yağdır. Bu yağın bazı avantajları olsa da, çok miktarda şekerle birleştiğinde bağımlılık yapma potansiyeli vardır. Şeker: Şekerin miktarı ve türü değişebildiği gibi, şeker yerine başka doğal/yapay tatlandırıcılar kullanılmaktadır. Teorilere göre şekerin narkotik etkisi vardır ve bu durum doğuştan tatlı sevgisine sahip insanlar için bağımlılık sebebi olabilmektedir. Süt: Genelde sütlü çikolatalarda susuz süt tozu kullanılmaktadır. Vanilya: Kavrulan acı kakao çekirdeklerini tatlandırmak için kullanılır. Diğer Bileşenler: Bitkisel yağlar, doğal ve yapay aromalar, lesitin gibi emülgatörler ve diğer katkı maddeleri. Bazı araştırmalar bu katkı maddelerinin bağımlılık arttırıcı olma rolünü sorgulamaktadır.
Bir gıda ürünü olarak çikolatanın birtakım avantajları vardır. Ancak çikolata bağımlılığı faydalı olmak yerine zararlı olmaya başlar. Çikolata obezite, diyabet ve kalp hastalığına yol açan yağlar ve şekerler içerir. Aşırı çikolata tüketimi şiddetli baş ağrılarına neden olur. Metabolik problemler ve yüksek kan şekeri seviyeleri cilt problemlerine yol açar. Bağımlılık, çikolata yedikten bir saat sonra, sözde şeker krizinin ortaya çıkması ve bağımlı organizmanın enerjinin yenilenmesini gerektirmesi gerçeğinde de kendini gösterir. Bu kısır döngüden çıkmak kolay değildir. Birçok insan ara sıra tatlı bir çikolata yemenin tadını çıkarırken, bazıları için çikolata bağımlılığı çok gerçek, çok zor bir mücadeledir. Çikolata bağımlılığınız varsa, nedenleri ve tetikleyicileri daha iyi anlayarak bağımlılığınızın üstesinden gelmeye başlayabilirsiniz. Bağımlılığınızı daha iyi anladıktan sonra, ölçülü çikolata yemeyi öğrenerek veya gerekirse çikolatayı diyetinizden çıkararak üstesinden gelebilirsiniz.
Çikolata bağımlılığınızı anlamanıza yardımcı olmak ve üstesinden gelebilmek için, önce çikolata alımınızı ne zaman artırmaya başladığınızı belirlemeye çalışın. Bağımlılıklar genellikle başka bir sorunun yan etkisi veya sonucu olarak ortaya çıkar. Örneğin, işinizi kaybettikten hemen sonra sizi hasta hissettirene kadar çikolata yemeye başladığınızı belirleyebilirsiniz. Daha sonra, çikolata bağımlılığınızın zihinsel olarak üstesinden gelmede önemli bir adım olan bağımlılığınızın itici gücünü anlamaya başlayabilirsiniz.
Çikolata sizi gerçekten mutlu ettiği için yemiyorsanız, çikolatayı başka bir duyguyu telafi etmek için kullanıyor olabilirsiniz. İnsanların çoğunun olumsuz duygularla mücadele etmek için çikolata yeme eğilimi vardır. Bu eğilimlerinizi belirleyip bir eylem planı oluşturabilirsiniz. Örneğin tam çikolata yemek istediğiniz an durup birkaç dakika düşünün. O anda yeme isteğinizin sebebi sadece çikolata sevmenizden mi kaynaklanıyor yoksa endişeli veya üzgün olmanızdan mı? Bunun sebebinin farkına varmanız çikolata bağımlılığınızın giderek azalmasını sağlayacaktır.
Bazen yukarıda saydığımız çözümlerdeki gibi duygularınızın takibini yapmakta zorlanabilirsiniz. Bu nedenle çikolata yeme isteğinizin hangi durumlarda geldiğini, bu durumlarda kaç kere ve ne kadar yediğinizi günlük şeklinde not tutmanızı öneriyoruz. Fakat bu strateji çikolata bağımlılığınızı aşmaya çalışmak ve kendinize dürüst olmak kaydıyla başarıya ulaşacaktır. Bu yöntemle yılın hangi zamanında çikolata yeme isteğinizin arttığını gözlemleyip, belki de bu isteğin mevsimsel bir depresyon kaynaklı olduğunu fark edeceksiniz veya regl dönemlerinize denk geldiğini; psikolojik veya fiziksel stres altında iken olduğunu göreceksiniz.
Çikolata bağımlılığı sağlığınızı fiziksel, ruhsal anlamda etkileyebilir. Dolayısıyla bunun nedenini anlamak için bir sağlık uzmanına danışmakta fayda vardır. Ruh sağlığı uzmanları, bağımlılığınızın nedenlerini derinlemesine çözerek bunu aşmanıza yardımcı olabilir. Hekiminiz veya beslenme uzmanınız sizlere, bağımlılığın vücudunuzdaki etkisini anlayarak yiyecek ve egzersiz planı oluşturabilir.
Diğerr blog yazılarımızı okumayı unutmayın.
Bizi İnstagram'dan TAKİP EDEBİLİRSİNİZ.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.